9658,72%-0,85
36,52% 0,26
38,03% 0,11
3344,74% -0,63
5390,78% -1,40
TÜRKİYE’NİN İLK ULUSAL HAVACILIK ŞÛRASI TAMAMLANDI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, 1. Ulusal Havacılık Şûrası’nın sonuçlarını açıkladı. Bakan
Uraloğlu, Şûra’da, altyapıdan teknolojik gelişmelere, güvenlikten çevreye kadar
birçok önemli konuyu masaya yatırdıklarını ifade etti. Uraloğlu, “Küresel
Havacılık Ekosisteminde Kendi Kendine Yeten, Yön Veren, Dünyada Öncü Olan Bir
Sivil Havacılık hedefine ulaşmak için 16 ana stratejik başlık altında 65 kısa,
orta ve uzun vadeli projeyi belirledik.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir
Uraloğlu, Türkiye’nin ilk Ulusal Havacılık Şûrası’nın sonuçlarını kamuoyu ile
paylaştı. Bakan Uraloğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da
katılımıyla gerçekleşen 1. Ulusal Havacılık Şûrası’nda sektörün gelecek 10
yıllık vizyonunu şekillendirecek kararların alındığını açıkladı. Bakan
Uraloğlu, söz konusu Şûra’nın, Türk havacılık sektörünün tüm paydaşlarını bir
araya getirerek, sektörün mevcut durumunu değerlendirmek, geleceğe yönelik
stratejiler geliştirmek ve karşılaşılan zorluklara birlikte çözüm bulmak için
önemli bir fırsat olduğuna inandığını dile getirdi.
“16 Ana Stratejik Başlık
Altında 65 Kısa, Orta ve Uzun Vadeli Projeyi Belirledik”
Arama Konferansı kapsamında 21-22
Şubat’ta bir yol haritası çizdiklerini ve 24 Şubat’ta yapılan Karar
Konferansı’nda ise kamu ve özel sektör yöneticileri tarafından yapılan
çalışmalarda projelerin stratejik alternatiflerini önceliklendirdiklerini
belirten Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Şûra’da, sektörümüzün
altyapısından teknolojik gelişmelere, güvenlikten çevreye, eğitimden istihdama
kadar birçok önemli konuyu masaya yatırdık. Sivil Havacılık ve Devlet Hava
Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüklerimiz, özel sektör temsilcilerimiz ve
diğer ilgili paydaşlarımızla birlikte; ‘Küresel Havacılık Ekosisteminde Kendi
Kendine Yeten, Yön Veren, Dünyada Öncü Olan Bir Sivil Havacılık’ hedefine
ulaşmak için 16 ana stratejik başlık altında 65 kısa, orta ve uzun vadeli
projeyi belirledik. Sektörümüzün geleceğine yön verecek kararları alırken, hepimizin
ortak aklı ve tecrübesiyle hareket ettik etmeye de devam edeceğiz.”
“Havayolu Ulaşımına Olan Talep
Her Geçen Gün Artıyor”
Zamanın, en kıymetli hazine
olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Ulaşım ve hız kavramları da modern yaşamın
dokusunu şekillendiren en temel unsurlar. Çağımız yaşamının hızlı ritmi,
ulaşımı sadece bir gereklilik olmaktan çıkarıp hayatımızın ayrılmaz bir parçası
haline getirdi. Zamanın sınırlılığı, insanları daha kısa sürede daha uzak
mesafelere seyahat etmeye yöneltti. Havacılık, küresel ekonomi ve sosyal
ilişkilerin can damarı olarak bu ihtiyacı karşılayan en etkili araç konumunda.
Bu nedenle havayolu ulaşımına olan talep her geçen gün artıyor. Çünkü
havayoluyla artık insanlar sadece bir yerden bir yere gitmiyor, aynı zamanda zamanı
da satın alıyorlar.” dedi.
Türkiye’nin 4 saatlik uçuş
süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan avantajlı konumunun potansiyelini en
üst düzeye çıkarmak için çok büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerinin de altını
çizen Uraloğlu, 2002 yılından itibaren yürüttükleri hava ulaşım politikaları ve
faaliyetleriyle Türkiye’yi havacılık alanında dünya arenasının parlayan yıldızı
haline getirdiklerini de belirtti.
İç hatlarda serbestleşmeyi hayata
geçirmenin sektör için bir milat olduğunu söyleyen Uraloğlu, “2002’den bu yana
26 olan aktif havalimanı sayımızı en son Çukurova Uluslararası Havalimanımızı
açarak 58’e çıkardık. Hava Ulaştırma Anlaşması yaptığımız ülke sayısını da
81’den 175’e ulaştırdık. 50 ülkede 60 nokta olan dış hat nokta sayımızı 350
noktanın üzerine çıkarttık. 4 saatlik uçuşla 67 ülkeye ulaşıyoruz ama
sınırlarımız Güney Amerika’dan- Avustralya’ya çok daha ötelere ulaşıyor.” diye
konuştu.
“Yolcu Sayımızı 2024 Yılında
230 Milyonun Üstüne Çıkardık”
Dünyada ulaşılamayan hiçbir nokta
kalmayacak hedefiyle Türkiye’yi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden
birine dönüştürdüklerini de vurgulayan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam
etti:
“2002’de iç ve dış hatlarda
seyahat eden yaklaşık 34 milyon olan yolcu sayımızı 2024 yılında 230 milyonun
üstüne çıkardık. Havayolu, Hava Taksi, Genel Havacılık, Balon, Hafif Hava Aracı
işletmeleri ile Yer Hizmeti, Bakım, Eğitim ve Sınav Kuruluşlarımızın toplam sayısını
180’den 678’e yükselttik. 2002 yılında 489 olan toplam hava aracı sayımız 3 kat
artışla 2 bin 2’ye, 162 olan havayolu işletmesi uçak sayımız 3,5 kat artışla
729’a, koltuk kapasitemiz yaklaşık 5 kat artışla 27 bin 600'den 143 bin 655’e,
kargo kapasitemiz ise 8 kattan fazla artışla 302 bin 737 kilogramdan 2 milyon
433 bin 725 kilograma yükseldi.”
Sektörün Cirosu 30 Milyar
Dolara Ulaştı
Söz konusu gelişmelere paralel
olarak sektörel istihdamda da büyük bir artış olduğunu ifade eden Uraloğlu,
2002 yılında 65 bin civarında olan çalışan sayısının bugün 320 binin üzerine
çıktığını vurguladı. Uraloğlu, sektörün cirosunun da 2,2 milyar dolardan
yaklaşık 30 milyar dolara ulaşarak 14 kat arttığını belirterek, “Ama elbette bu
sayıları burada bırakmayacağız. Aktif havalimanı sayımızı yapımları devam eden
Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane Havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız.
Havalimanı Terminal Kapasitemizi 347 milyondan 440,5 milyona yükselteceğiz.”
ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin mevcut durumda, 175
olan Hava Ulaşım Anlaşması sayısıyla bu alanda dünyada en çok hava ulaşım
anlaşması bulunan ülkelerin başında geldiğini belirten Uraloğlu, sözlerine şu
şekilde devam etti:
“Ama özellikle Avustralya
kıtasındaki bazı ada ülkeleri ile anlaşmamız yok. Önümüzdeki 10 yılda bu
ülkelerle de temas ederek 193 ICAO üyesinin tamamıyla hava ulaşım anlaşması
imzalamayı hedefliyoruz. Yine 10 yıl içinde havayolu işletmelerimizdeki uçak
sayısını 729’dan bin 458’e, pilot sayısını ise 12 bin 313’ten 24 bin 626’ya
yükseltmeyi hedefliyoruz. Hava Trafik Kontrolörleri sayımız da şu anda 2 bin
100 civarında olup 10 yıl içinde bu sayıyı da 4 bin 174'e çıkarmayı
amaçlıyoruz.”
İstanbul Havalimanı Avrupa’nın
Zirvesinde
Bu büyümelerle gelen başarıların
uluslararası arenada da görünür olduğunu belirten Uraloğlu, Avrupa Uluslararası
Havalimanları Konseyi tarafından yayınlanan 2024 yılı raporuna göre; yıllık 40
milyondan fazla yolcuya hizmet veren Major Havalimanları kategorisinde İstanbul
Havalimanı’nın 2024 yılında 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde
Avrupa’da 2. Sırada, dünya genelinde ise 7.sırada yer aldığını anımsattı.
Uraloğlu, “Bir önceki yıla yani 2023 verilerine göre yüzde 5,3 büyüme elde
ederken 2019 yılı yani pandemi öncesi dönem ile kıyaslandığında ise yüzde 16,9’luk
bir büyüme ile Major Havalimanları arasında en fazla büyümeyi elde eden
havalimanı oldu. Kargo ve yük taşımacılığında ise 2024 yılında 1,97 milyon ton
yük taşıyarak Avrupa’nın en büyük kargo havalimanı olarak bilinen Frankfurt’u
geride bırakarak Avrupa’nın zirvesine yerleşti.” diye konuştu.
Bakan Uraloğlu, ayrıca İstanbul
Havalimanı’nın hem yolcu hem de kargo taşımacılığında küresel aktarma merkezi
olma konumunu her geçen gün daha da güçlendirdiğine dikkati çekerek,
Japonya’nın en büyük havayolu şirketi All Nippon Airways’in İstanbul
Havalimanı’na uçuş düzenlemeye başlamasının da bunun bir göstergesi olduğunu
belirtti. Uraloğlu, “Şimdi, İstanbul Havalimanı'na Avrupa’da ilk kez
uygulanacak 3 piste aynı anda 3 uçağın iniş ve kalkış yapabilmesi imkânı sağlayacak
Eş Zamanlı Bağımsız Üçlü Pist Operasyonları uygulamasını da 17 Nisan’da hizmete
alacağız. Hiç şüphesiz bu sistem hayata geçtiğinde İstanbul Havalimanı daha çok
uçuş operasyonu gerçekleştirerek Avrupa’nın en yoğun havalimanı olacaktır.”
dedi.
Antalya Havalimanı’nın
Kapasitesi 82 Milyona Çıkacak
Nisan ayı içerisinde de Antalya
Havalimanı’ndaki kapasite artırımı çalışmalarını da tamamlayarak yeni terminal
binasını hizmete açacaklarını ifade eden Uraloğlu, “Havalimanı kapasitemizi 35
milyon yolcudan 82 milyon yolcuya ulaştıracağız. Esenboğa Havalimanı kapasite
artırımı 1. etap çalışmalarında yüzde 98 fiziki ilerleme sağladık ve 3. pisti
ile hava trafik kontrol kulesinin yapımında sona geldik. Bu çalışmalarımızla
Esenboğa Havalimanı’mızın yolcu kapasitesini 30 milyona çıkarıyoruz.”
açıklamasında bulundu.
“Uçuş Operasyonlarımızda Yerli
ve Milli Olarak Geliştirdiğimiz Yazılım ve Cihazlarımızı Kullanıyoruz”
Teknolojinin hızla geliştiği bir
çağda, havacılık sektörünün de sürekli dönüşüme uğradığını ve rekabetin de buna
paralel olarak arttığını anlatan Uraloğlu, genç, modern ve verimli uçak
filolarına sahip olmanın, havayollarının rekabette bir adım öne geçmesini
sağlayan en önemli faktörlerinden biri olduğuna dikkati çekti. Kalıcı rekabet
için sürekli olarak yenilikçi olma gerekliliğine ve havacılık alanında
kullanılan donanım ve yazılımlara yerlilik oranı yüksek milli çözümler üretmek
zorunluluğuna işaret eden Uraloğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu konuda büyük mesafeler kat
ettiğimizi gururla belirtmek istiyorum. Devlet Hava Meydanları Genel
Müdürlüğümüz eliyle gerçekleştirdiğimiz uçuş operasyonlarında artık yerli ve
milli olarak geliştirdiğimiz yazılım ve cihazlarımızı kullanıyoruz. Örneğin
interaktif radar analiz ve data ekranımız kısa adıyla “İRADE” ile ilgili
havalimanına ait güncel meteorolojik veriler, notamlar ve radar görüntülerini
tek ekranda toplayıp kullanıcıya sunan bir sistem kurduk. İrade’yi şu anda
Atatürk, İstanbul Havalimanı, Uluslararası Çukurova Havalimanı ve Muğla Dalaman
Havalimanımızda kullanıyoruz. Trabzon, Antalya, Milas-Bodrum ve İzmir
Havalimanlarında kurulum çalışmalarına da başladık. İlk yerli ve milli hava
trafik görüntüleme yazılımımız sayesinde bu alanda da dışa bağımlılıktan
kurtularak bundan sonraki yerli teknoloji ürünlerinin önünü açmış olduk.”
ÇARE Sistemi 40’tan Fazla
Havalimanında Kullanılıyor
Yine, Türk mühendislerince
geliştirilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli sivil gözetim radarı “MGR”yi de
Gaziantep Havalimanı’na kurduklarını anımsatan Uraloğlu, hava trafik yönetimi
alanında tamamen yerli ve millî imkanlarla geliştirdiğimiz çok amaçlı radar
ekranı kısa adıyla ÇARE sisteminin de 40'tan fazla havalimanında hava trafik
emniyetinin en üst düzeyde sürdürülmesine imkân tanıdığını bildirdi.
Sistemin Türkiye sınırlarını
aşarak Azerbaycan’da da hizmete başladığını söyleyen Uraloğlu, “Kuş Tespit
Radarı, Uçuş Bilgi Sistemi, Uçuş İzle Uygulaması, Öngörüsel Siber Saldırı Önleme
Sistemi, Coğrafi Tabanlı Dijital Bilgi Platformu Yazılımı, Digital Atis Sistemi
ya da “EFS” yani Elektronik Uçuş Strip Uygulaması… Özetle ülkemizdeki uçuş
operasyonlarında kullanılan teknolojilerin yerli ve milli olmasında büyük bir
aşama kaydettik ve yenilikçi adımlarımızı atmaya devam ediyoruz.” dedi.
TÜBİTAK iş birliğiyle
geliştirilen Dijital Hava Trafik Kontrolörü Kalkış Müsaadesi (EFS/DCL) Sistemi
hakkında bilgi veren Uraloğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“2022 yılından bu yana Antalya,
Milas-Bodrum, Dalaman, Esenboğa ve Adnan Menderes gibi trafiğin yoğun olduğu 29
havalimanımızda kullandığımız bu sistemimiz hava trafik yönetiminde süreçleri
hızlandırarak, kontrolörlerimizin iş yükünü hafifletti. Operasyonel
verimliliğin artırılmasının yanı sıra yerli havacılık teknolojisiyle 2,5 milyon
Euro da tasarruf da sağladık. Ayrıca sistemimiz sadece Türkiye’de değil,
uluslararası havacılık sektöründe de rekabet edebilecek bir seviyeye ulaştı.
Önümüzdeki süreçte farklı ülkelere ihraç edilmesiyle de ekonomik kazanç elde
edeceğimizi düşünüyorum.”
“Güçlü ve Esnek Bir Sivil
Havacılık Otoritesinin Yeniden Yapılandırılmasının Çok Önemli Olduğunu Düşünüyoruz”
Şûra kapsamında tüm ilgili
paydaşlarla birlikte belirlenen 16 ana stratejik başlığı da paylaşan Uraloğlu,
“İlk olarak sivil havacılık mevzuatının geliştirilmesini ele aldık. 1983’te
kabul edilmiş olan Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun gözden geçirilmesi başta
olmak üzere, sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, güçlü ve esnek bir
sivil havacılık otoritesinin yeniden yapılandırılmasının çok önemli olduğunu
düşünüyoruz.” dedi.
Uraloğlu, havacılık alanında her
kademede ve rolde mevcut personel açığının kapatılması, mevcut personelin
geliştirilmesi, Avrupa Birliği başta olmak üzere ana pazarlara yönelik
müzakereler yapılarak trafik haklarının elde edilmesi ve birebir toplantılarla
yeni pazarlarda uçuş haklarının alınması başlıklarının belirlendiğini ifade
etti.
Uraloğlu ayrıca, Türk Hava
Sahasının Emniyetli ve Etkin Kullanımı, Türkiye’nin uçak, motor ve parça
bakımının yanı sıra stokaj ve parçalama konularında global bir bakım merkezi
olması, havalimanlarının kapasite sorunlarını çözmek amacıyla, mevcut
havalimanlarının genişletilmesi ve kapasite sorunları yaşayanların ülke içi
çapraz uçuşlara açılması, Türkiye’nin modlar arası bağlantılarını arttırarak,
deniz, kara ve demiryolu taşımacılığı arasındaki entegrasyonun
güçlendirilmesinin de başlıklar arasında olduğunu söyledi.
İnsansız ve otonom hava
araçlarıyla ilgili operasyon, entegrasyon ve uygunluk konularında düzenleyici
ve geliştirici mevzuatı hazırlayarak sektöre uyum sağlanması, uçuşa
elverişlilik için gerekli ürünlerin geliştirilmesi, test ve akreditasyon
laboratuvarlarının sertifikasyon süreçlerinin oluşturulması, sivil havacılık
eğitim sisteminin geliştirilmesinin de belirlenen stratejik başlıklar arasında
olduğunu kaydeden Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Deniz, kum ve güneşin yanı sıra,
doğa, kültür, spor ve sağlık turizmine yönelik alternatif destinasyonlar
oluşturularak turizmin gelişimine katkıda bulunulması, terminale giriş, çıkış
ve içindeki havacılık, kontrol ile güvenlik operasyonlarının dijitalleştirilip
entegre edilmesiyle, yolcu akış hızının artırılması, uçuş operasyonlarında
yakıt verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalar ve sivil havacılık sektöründe
karbon kredilendirme piyasasının oluşturulması için adımlar atılması,
havaalanlarının pilotaj eğitimleri ve afet durumlarındaki müdahale imkanlarını
artırmak amacıyla, uygun hava kampüslerinin oluşturulması, hava taksi, sportif
ve amatör havacılık ile helikopter ulaşım süreçlerini kolaylaştırarak; altyapı
ve meydan hazırlıkları yapılması. Ayrıca, vergi, yakıt ve sigorta konularında
sübvansiyon teşvikleri ile destek sağlanması, milli ve yerli teknolojilerin
geliştirilmesi için teşviklerin belirlenmesiyle birlikte, bu teknolojilerin
kullanımı için hedefler ve yol haritası oluşturulması ki bu konuda zaten çok
önemli adımlar attığımızdan az önce bahsettim.
Ama bunu daha da yaygınlaştıracak ve hızlandıracağız.”
10 Yıllık Stratejik Yol
Haritası Belirlendi
Bakan Uraloğlu, Şûra sayesinde
sivil havacılık sektörü adına 10 yıllık stratejik yol haritasının temel
taşlarını belirlediklerini ifade ederek, “Aslında burada belirlediğimiz
stratejik hedefler ve projeler, sadece 10 yıllık bir planın değil, aynı zamanda
geleceğe yönelik kararlı adımlarımızın da bir göstergesi olacaktır. Şüpheniz
olmasın ki sektörümüzün uluslararası arenada söz sahibi olması ve dünyaya yön
veren hedeflerine ulaşması için hep birlikte çalışacağız. Çok daha güçlü, daha
rekabetçi ve daha yenilikçi bir sivil havacılık sektörü inşa edeceğiz.” dedi.