10507,10%0,46
36,44% 0,20
39,46% 0,59
3411,05% 0,19
5552,18% 0,35
İmamoğlu büyük yolculukta Adana'da
CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir ve Kayseri’nin ardından büyük yolculuğuna Adana’da devam etti.
ADANA (İGFA) - CHP'nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı olan Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ön seçim buluşmalarının üçüncüsünü İzmir ve Kayseri’nin ardından Adana’da gerçekleştirdi.
Başkan İmamoğlu, Çukurova ilçesindeki Aski Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda Adana, Mersin, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Kilis ve Osmaniye illerinden gelen CHP üyeleri ve vatandaşlarla buluştu. Vatandaşlar 2 bin kişilik salonu hınca hınç doldurdu.
Binlerce vatandaş ise salon dışına kurulan ekranlarda İmamoğlu’nu izledi.
Adana Buluşması’nda büyük bir coşkuyla karşılanan İmamoğlu, “Vatandaşlarını eşitlikte birleştiren, kurtaran ve bu ülkenin sahibi milleti yapan Atatürk’ün iradesi bize devletin sahibinin millet olduğu gerçeği hatırlatmamızı söylüyor. Bu ülkeyi rayından çıkaran bu anlayışa dur demenizi istiyorum. Devlet, adım adım yok olmaya doğru giderken biz, partisinin emanetini gururla göğsünde taşıyan neferler olarak bu gidişata hep birlikte son vermek zorundayız. Ben bu yolculuğa sırtımı verebileceğim, partime ve benimle her koşulda birlikte mücadele edebilecek yol arkadaşlarıma, sizlere; hepinize güvenmenin gönül rahatlığıyla yola çıkıyorum” dedi.
“Başaracağımızdan en ufak bir kuşkum yok. Hep birlikte çalışacağız ve hep birlikte başaracağız” diyen İmamoğlu, “Başardığımız gün, seçimde kazandık diye değil, milletimizin birliğine bütünlüğüne yeniden kavuştuğu için sevineceğiz. Bu cennet vatanın üzerine çöken kara bulutları dağıttık diye sevineceğiz. O gün, yalnızca zalimlerin saltanatını yıktığımız için değil, artık kimse işçinin, esnafın, çiftçinin, emeklinin, kadının, çocuğun, gencin, yoksulun hakkına giremeyeceği için sevineceğiz. O gün, millet yeniden söz sahibi olduğu için, hani başka zamanlarda ‘yeter söz milletindir’ denmiştir. Biliyoruz ki millet bu ülkenin bu cennet vatanın sahibidir. Millet herkesten büyüktür” diye konuştu.
Başkan İmamoğlu, tanıdığı bir grup insanın mal varlıklarına, banka hesaplarına el koyulmasına yönelik, “Buradan söylüyorum: Ey ilgili şahıs. O kendini çok iyi biliyor. Bak ben senin dediğin gibi şantaj-montaj demiyorum. Çok net bir şey söylüyorum: Benim arkadaşlarım eğer en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa gelin bütün dosyaları açın, bütün belgeleri bilgileri açıkça kamuoyu ile paylaşın. Milletimiz görsün. Hodri Meydan. Elinizde ne varsa dökün ortaya diyorum. Ama öyle uydurma gizli tanık beyanları o geçmişte ki FETÖ terör örgününün muameleleri gibi hareket etmeyin mertçe, hakka ve hukuka uygun olarak yapın. Senin savcıların sorsun benim arkadaşlarım yanıtlasın. Kim ahlaklı ? Hangi dönem kaynakları peşkeş çekilmiş? Canlı yayında bu millete izletmeye var mısın? Var mı yüreğin? Mertsen, yiğitsen, ufacık da olsa vicdan kırıntın varsa bu meydan okumaya yanıt verirsin. Bir derdiniz varsa ben buradayım. Milletimizle beraber buradayım” dedi.
Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin endişeli olduğunu kaydeden İmamoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Suriye’de yaşananlara göz yummayız, yumamayız. Zalimlik neredeyse biz ona karşıyız. Yürütülen süreç hem bölgemizi, Suriye’yi ama aynı zamanda ülkemizi derinden etkiliyor. Suriye’de yaşayan Alevilere yönelen şiddet ve sivil halk arasında yaşanan kayıplar ile azınlıklara yönelik katliam ihtimali bizde, bu memleketin vicdanlı 86 milyon insanında çok büyük bir endişe kaynağı olmuştur. Buradan sesleniyorum, Türkiye Cumhuriyeti devleti en baştan beri söylediğimiz gibi evet Suriye’de güçlü, demokratik oradaki halkların eşitliğinin ilkesinin korunduğu ve özellikle inan, etnik köken ayrımı olmaksızın insanların birlikte yaşamaya, medeni bir biçimde yaşatmaya yönelik bir devletin kurulmasına biz öncülük edebiliriz. Türkiye’nin bunu yapması için masada olması gerekir dedik. Ve bu yoldan asla sapmaması gerekir dedik. O bakımdan ne yazık ki endişe duyuyoruz. Ne yazık ki Türkiye masa kuran olması gerekirken çoğu masalarda sandalye bulamaz durumdadır. Bu endişe vericidir. Yanı başımızda olan ve yürütülen bu süreçler yarın başka milletleri belki ilgilendirmez ama bizim 100 yılımızı, 200 yılımızı, yüzlerce yılımızı etkileyecek oluşumlardır. Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın sağlanması, Türkiye için önemli bir önceliktir.”