değerlendirmesiyle yeniden gündeme geldi. Ay, devlet yönetimindeki bozulmanın toplumsal yapıyı nasıl etkilediğine dair güçlü ifadeler kullandı.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa’da Trump’ın strateji ekibiyle bir araya gelen Çetin Ay, bu temasın sadece siyasi değil, aynı zamanda ahlaki ve yapısal mesajlar içerdiğini belirtti. Görüşmenin ardından kaleme aldığı yazıda Ay, şu sözleriyle dikkat çekti:
“Hükümet zehirliyse… Devlet, organ yetmezliğinden yavaş yavaş ölür. Adalet susar, vicdan yok olur.”
Çetin Ay’a göre bir devleti ayakta tutan temel, yalnızca anayasal düzen değil; aynı zamanda etik değerler, adaletin varlığı ve halkla kurulan güven ilişkisidir. Yazısında “Devlet bir bedendir. Yasama, yürütme, yargı onun organları; medya sesi, vicdanı ise kalbidir” ifadelerine yer veren Ay, bu yapının içerisine kibir, yolsuzluk ve liyakatsizlik sızdığında sistemin bozulmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
“Adaletin sustuğu yerde halk konuşur”
Çetin Ay, uyarı niteliğindeki yazısında şu değerlendirmeye de yer verdi:
“Adalet sustuğunda halk susmaz; önce içinden konuşur, sonra meydanlardan haykırır. Vicdan yok olduğunda ise toplum sadece yönetenlerden değil, birbirinden de uzaklaşır. Bu da çürümenin başladığı andır.”
Yazısında, devletlerin gücünün sadece yönetim biçimiyle değil, vicdan ve adaletle korunabileceğini dile getiren Ay, dünyadaki tüm yönetim sistemlerine seslenerek; adaletin olmadığı yerde çöküşün kaçınılmaz olduğunu belirtti.
“Hiçbir hükümet ebedi değildir”
Türkiye’deki mevcut gelişmeler bağlamında doğrudan bir siyasi yapı ya da kişi hedef göstermeden değerlendirme yapan Çetin Ay, yazısını şu cümleyle tamamladı:
“Çünkü hiçbir hükümet ebedi değildir. Ama adaletin yokluğunda, hiçbir devlet de baki kalamaz.”
Uluslararası düzeyde kurduğu temaslarla sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluk taşıyan bir duruş sergileyen Çetin Ay’ın bu açıklamaları, Avrupa ve Türkiye’de geniş yankı buldu..!!
