Biri siyasi iktidarın başında, diğeri muhalefetin
vitrininde....
İkisi de farklı kulvarlarda aynı çıkmaza sürüklemektedir:
kişisel hırsları, milletin geleceğinin önüne koymak..!
Siyasi iktidar, yıllardır gücü elde tutma uğruna devleti yıpratmıştır.
Kurumlar aşınmış, liyakat geri plana itilmiş, toplum ağır bir yorgunluğun içine sürüklenmiştir. Bu manzara, bir yönetim tercihi değil, bir tükenişin resmidir. Hırs büyüdükçe devletin ışığı sönmüş, milletin sırtındaki yük ağırlaşmıştır.
Muhalefet ise farklı bir yol izlememektedir.
Belediyeler, şehirlerin sorunlarını çözmek için değil; cumhurbaşkanlığı hesaplarının provası için kullanılmaktadır. Böyle bir anlayış, hizmeti ertelemiş, şehri bekletmiş, halkı ikinci plana atmıştır. Hizmeti ihmal eden siyasetçi, yalnızca partisini değil, şehrini de çöle sürüklemiştir.
Bugün ortaya çıkan tablo nettir: İktidar yorgundur, muhalefet kördür. Bir taraf ikbalini koruma telaşındadır, diğer taraf ikbalini büyütme iştahında. Ortak noktaları ise aynıdır: siyasetin merkezinde millet değil, şahıslar vardır.
Oysa Türkiye, bu dar çerçeveye sığmayacak kadar büyük bir millettir. Şehirler prova sahnesi değildir; millet seyirci koltuğunda değildir. Türkiye, şahısların oyuncağı değil; alın terinin, emeğin ve ortak hafızanın adıdır.
Türkiye'nin bugünkü teşhisi ağırdır: Devlet aşınmıştır, hizmet boşluğu büyümüştür, siyaset körleşmiştir. Fakat millet, kobay değildir; siyaset, deney tahtası değildir.
Türkiye laboratuvar, millet kobay değildir.
Çetin AY
BWA / BAŞKANI